Kurucu Akıl Hünkar Hacı Bektaş Veli - Prof. Dr. Özcan Güngör
Hacı Bektaş Veli rastgele dolaşan bir gezgin veya düşüncesiz bir derviş değil, ne yapmak istediğini ve hedeflediği noktaları iyi bilen ve son derece planlı bir şekilde hareket eden, güçlü bir Türk mutasavvıfı ve kurucu bir deha olduğunu eylemleri ve eserlerinden anlıyoruz.
O, Horasan’dan ayrılıyor, düzenli ve güvenli bir rota izleyerek Anadolu’ya geliyor, hedeflediği kitleleri etkileyecek potansiyele sahip kişilerle görüşmeler yapıyor, onlarla iş birliği yapma olasılığını değerlendiriyor ve sonunda hem etki sağlayabileceği hem de gereksiz yere dikkat çekmeyecek şekilde sakin bir bölgeye çekilip gönülleri kuruluşa hazırlıyor.
Böylelikle Moğol felaketinin etkisiyle Türkistan-Bağdat-Anadolu üçgeninde gerçekleşen “unsurların karışımı”, yeni bir doğuş için gerekli olan mayalanmayı sağlayan ögeleri başka bölgelerden de buraya taşımıştır. Sonuç olarak Hacı Bektaş Veli, fıkıh ile yerel gelenekleri, Oğuz töresi ile Kur’an ve Sünnet’i birleştirerek İslam’ın Türkmenler arasında yayılmasına katkıda bulunmuştur. Onun en büyük özelliği, insanların kalplerini etkileyebilme gücüdür. Hacı Bektaş, ne meczup bir derviş gibi, ne de Barak baba veya Mevlana gibi devlet yöneticileriyle yakın ilişkiler içinde olmuştur. O, Türkmen topluluğunun her kesimine seslenerek gönülleri etkilemeyi başarmıştır.